Dinde Temizlik

Dinin Temizliğe Verdiği Önem

Din temizlik üzerine kurulmuştur. Dindar insan temiz olan insandır. Temiz olanları hem Allah, hem de insanlar sever.

Yüce Yaratıcı Kutsal Kitabında şöyle buyuruyor;
"Şüphesiz ki Allah, çokça tevbe edenleri ve iyice temizlenenleri sever."

Allah'ın sevdiği kişilerden olabilmemiz için temizliğe dikkat etmemiz gerekir.

Allah’ın Elçisi (A.S);
"Temizlik imanın yarısıdır." buyurarak dinin temizliğe verdiği önemi belirtmiştir.

Müslüman namaz kılarken Allah'ın huzurunda bulunur. Allah'ın huzuruna çıkmak için beden, elbise ve namaz kılınacak yerin temiz olması gerekir.

Dinimiz iç temizliğine de büyük önem vermiştir. Müslüman’ın dışı temiz olduğu gibi kalbi ve ruhu da temiz olmalıdır.

Ruh ve Beden Temizliği

Namazın şartlarından birisi de abdest almaktır. Abdest almakla belirli organlar her gün birkaç defa yıkanmış olur.

Bundan başka namaz kılan kimsenin bedeni, elbisesi ve namaz kılacağı yerin de temiz olması gerekir.

Gusül yapmak yani bütün vücudu yıkamak, gerekli hallerde farzdır. Gerekli olmadığı zamanlarda en az haftada bir defa vücudu yıkayıp temizlemek dinin emridir.

Peygamber Efendimiz, dişlerin temizliği üzerinde önemle durmuş ve «Misvak (diş fırçası) hem ağzı temizler, hem de Allah'ın rızasını kazandırır.» buyurmuştur.

Peygamberimiz «Din temizlik üzerine kurulmuştur.» sözleri ile dinin temelinin temizlik olduğunu bildirmiştir.

Dinimiz, dış temizliğinde olduğu gibi ruh temizliğine de büyük önem verir. Ruh temizliği, gönlümüzü her türlü kötü duygu ve düşüncelerden arındırmak ve bunların yerine iyi duygular yerleştirmektir.

Böyle temiz bir kalp ve kötülüklerden arınmış bir ruhla Allah'ın huzuruna çıkanlar kurtuluşa ereceklerdir.

Peygamberimize, insanların en üstün olanı kimdir? Diye soruldu, Peygamberimiz bu soruya şu cevabı verdi;

«Kalbi temiz, sözü doğru olandır.» Gerçek Müslüman, içi ve dışı temiz insan demektir.

Dinde Çevre Temizliği


Dinimizde temizliğin alanı çok daha geniştir. Temizlik sadece vücut, elbise ve evlerin iç temizliğinden ibaret değildir. Bu sebeple çevre temizliği üzerinde ayrıca durulması gerekir.

Çünkü çevre temizliği yalnız kendimizi değil, başkalarını da ilgilendiren bir konudur. Çevreyi kirletmek başkalarını rahatsız etmek, diğer insanlara zarar vermek demektir. Hal bu ki Müslüman başkalarına zarar vermeyen, hiç bir canlıyı incitmeyen insandır.

Peygamber Efendimiz: "Avlularınızı temizleyiniz." buyurarak evlerin çevresinin de temizlenmesi gerektiğini bildirmiştir.

Temiz olan çevreyi kirletmek çok kötü bir iş ve Müslüman’a yakışmayan çirkin bir davranıştır.

Peygamber Efendimiz: "Lânete uğramışlardan olmaktan sakının" buyurdu.

Bunun üzerine Ashap;

–  Bunlar kimdir. Ya Rasûlallah? Diye sorunca,

Peygamberimiz;

– "Halkın gelip geçtiği yolu ve gölgelendikleri yerleri kirletenlerdir." buyurdu.

İnsanların gelip geçtiği yolları, oturup kalktıkları ve dinlendikleri yerleri kirleterek başkalarının rahatsız edilmesi İslâm ahlâkı ile bağdaşmaz. Müslüman diğer insanları rahatsız eden davranışlarda bulunmaz, bulunmamalıdır.

Peygamberimiz; mescidin duvarında gördüğü tükürüğü bir taş parçası ile bizzat kazıyıp ortadan kaldırmıştır. Bu, onun çevre temizliğine ne kadar önem verdiğini göstermektedir.

Peygamberimiz, yerlere tükürmeye bile izin vermezken, bir Müslüman nasıl olurda çevreyi kirleterek insanları rahatsız edebilir. Nasıl olur da başkalarının zarar görmesine sebep olacak davranışlarda bulunabilir?

Allah Tealâ Kur'an-ı Kerimde, temizliğe riayet edenleri sevdiğini bildiriyor. Öyle ise temiz olalım, çevremizi temiz tutalım ki Allah'ın sevdiği kullardan olalım.

Temiz olanları insanlar da sever. Çevreyi kirleterek başkalarının nefretini değil, temizliğe dikkat ederek sevgisini kazanmaya çalışalım.